Kes

   "Bu sabahki okumamız Matta'dan, 18. bölüm, 10. ve 14. ayetler arası: 'Bu küçüklerden birini hor görmeyin; zira size derim ki göklerde onların melekleri daima göklerde olan Baba'mın yüzünü görürler.'
'Bir adamın 100 koyunu olsa ve onlardan biri yolunu şaşırsa, 99'u bırakıp dağlara gitmez ve yolunu şaşıranı aramaz mı? Eğer onu bulacak olursa doğrusu size derim: Yolunu şaşırmayan 99 için sevindiğinden ziyade onun için sevinir.'
'Böylece, bu küçüklerden birinin helak olması göklerdeki Baba'mızın muradı değildir.'
Bu sabahki okumamız burada bitiyor."
   Sabahki bu okumanın ardından, müdür okul öğrencilerinin hepsine gülümseyerek "İyi dersler." diyor. Çocukların hepsi derslerine giriyor, gülüşüyor ve ardından evlerine dönüp ödevlerini yapıyorlar. Akşam babaları geliyor, anneleri sofrayı kuruyor ve yemeğe oturuyorlar. Yemekten sonra biraz sohbet ediliyor ardından herkes kendi işleriyle meşgul olup vakti geldiğinde de yatmaya gidiyorlar. Ertesi gün yine aynı huzurlu düzen devam ediyor, devam ediyor, devam ediyor...
   İsterdik ki böyle olsun. Gerçekte ne mi oluyor? Gürültüden rahatsız olan müdür öksürdükleri için çocukları azarlıyor. Herkes susunca bir çocuktan öksürük sesi geliyor. Ve müdür kimin öksürdüğünü soruyor. Bulunamayınca hocalardan biri rastgele bir öğrenciyi kolundan çekiştirerek müdürün odasına götürüyor. Gerisi malum. Hâlbuki biraz önce İncil'den çocuklar hakkında güzel ayetler okuyanlar değil miydi bunlar? İnsan bu kadar sağır, bu kadar anlayışsız olabilir mi? 100 koyundan birinin kolundan tutup kendi elleriyle yolunu şaşırtabilir mi? Yapabilir. Yapıyor da nitekim. Hanginiz okulda kendisini tüm insanlığı adam edecek gibi zorbalığa düşkün memurlar görmediniz?

   Neyse, konuya dönelim. Okuldan çıktıktan sonra Billy'nin hayatı hiç de huzurlu değil. Ufak tefek işlerde para kazanmakla uğraşıyor. Çünkü okulda yazı-çizi işlerinde pek de başarılı değil. Evde ise babası tarafından terk edilmiş, çalışan bir anne ve madende çalışan zorba bir ağabeyle uğraşmak zorunda. Onları da böyle oldukları için eleştirmiyoruz fakat. Şartların ve durumların kimi ne hâle getireceği belli değildir.
   İşte bu şartlar altında yaşayan bir çocuk bir kerkeneze bağlanır. Kes. Aklında Kes ile yatar, Kes ile kalkar. Kendisine alıştırır, besler. Billy'nin deyimiyle ehlileştirilemez bu hayvan. Sadece kendisine yaklaşılmasına izin verir. Ona hizmet edilir. Yabanıldır, serttir ve hiç kimse umurunda değildir...


   Meselimin sonuna gelirken diyorum ki; Ken Loach'un ilk filmlerinden biri olan Kes'i izleyin.

Yorumlar