Ah'lar Ağacı

"Kuyruk sallardı,
annemden kalma maaşım
her üç ayın sonunda.
Sevinirdi,
Kocaman bir kara kediyi okşamış gibi ellerim.
Sarımsak kokulu ve fötr şapkalı amcalarla,
Muhabbet ederdik kuyrukta.
Bizler sarımsak kokan uzun bir dizenin,
Fötr şapkalı kelimeleriydik,
Çürük dişlerimizle bizler,
Dökülmüş harfler gibi kelimelerden,
Saf ve pembe gülümserdik.
Bizler her üç ayın sonunda yeniden doğan bebeklerdik.
Neden ilerlemiyor bu kuyruk derdik,
Neden hep aynı yerdeyiz,
Hayattan söz edilirdi,
Zor denirdi,
Ve ardından susulurdu mutlaka.

Fötr şapkalı amcalardan biri
Ah derdi sonra,
Ah!
Kuyruk öfkeyle kıpırdanırdı o zaman."
Didem Madak         
Ah'lar Ağacı         
   "Dayı," demiştim uzun uzun zaman önce, "niye bu kuyruk bu kadar uzun?" Sonra "Ah!" deyip gülmüştü kuyruktaki amcalardan biri, "Ah!" Utanmış sarılmıştım yarı beline geldiğim dayıma, ananemin maaşını alacağımız kuyrukta... Şimdi "Dayı," derim kendi kendime , "kuyruklar niye bu kadar uzun, hayat niye bu kadar kısa?" Ve sonrasında gidip annemin dizine yatarım, "Ah!" der annem de kendi kendine, sessizce. Herkesin acısı kendini yakar, herkesin acısı yüreğinde. Gözlerimi kapatıp, "Anne," derim "saçlarımla oynasana."

"Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm."
Didem Madak          
Siz Aşktan N'anlarsınız Bayım?          

   Arkadan televizyonun sesini duyarım, gözlerimi yummuşum; asla karnabahar kızartmayan o başrol kadınlarının sesini, emekli kuyruğuna girmeyen adamların sesini. İzler ve izler, kafası hep başka dertlerde annem, sıkılır, "Hadi geç oldu, yatıyorum ben." der ve giderdi. Otururdum öyle ben de, hiçbir derdim yokmuş gibi, bütün dertler beni bulmuş gibi. Yapacak bir şeyi olmaz ya insanın her durumda, otururum işte öyle. Zaman ancak gitmesini bilir böyle gecelerde. Ağır ağır. Ve böylesi gecelerde, herkes uyumuş olur genelde benden başka. Açlar, toklar, hırsızlar, polisler. Bazen ben de kardeşimin yüzüne bakarım. "Belki," derim, "bir şiir de ben yazarım."

"Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı.
Okyanusları mavi olmayan.
Benim için hayat,
Kalbi kalpazanlıktan kırk sene yatmış çıkmış bir adamdı.
Geçmişim acıyor şimdi, yalnız benim değil
Benim ülkemin geçmişi de acıyor mesela.
Bilirdim oysa ilk badem ağaçları çiçek açar baharda.
Bilirdim çiçek satan çingene kızlarını
Onlar bütün şimdileri, bütün zamanlara
Bir gül parasına satardı.
Oğlan kıza bir gül alsa
Bilirdim odur en kırmızı zaman. Adına aşk diyorlardı
Kalbimin en doğusunda bir yalan dünya vardı."
Didem Madak         
Kalbimin En Doğusunda         
     Bir şiir bile yazamazdım oysa. Bir şiir bile denmez miydi yazdıklarıma yoksa? Bilmiyorum, belki bir gün yazardım da. Geceler uzun geceler karanlık ama; belki diyorum fazla uzun yaşamam da. Yaşarken, mesela yarın ne yapsam acaba? Oturup gece gece bunu düşünürüm bir anda. Belki diyorum yine, belki, Konak'ta çiçek satan çingene kızlarına aldanır da elimde bir kırmızı zaman, gider binerim Karşıyaka vapuruna; o çayların en acısından bir tane içmeye. Evet, alıştırmalıyım sanırım kendimi, en acısından olan her şeye. Belki de acılara alıştığım o gün, geceleri uyumaya başlayabilirim. O çocukluktan kalan, az çok hatırladığım duayı eder de Allah'a yakınıp, gözlerimi hiç açmayacakmışçasına kapatırım tekrardan...

"Saçlarım düşler görüyor
Rengârenk uçan balonlar havalanıyor her telinden
Saçlarımda kiraz bahçeleri
Salıncak kuruyor dallarına çocuklar
Hep ben düşüyorum, hep ben,
Ben:
İsmim kara bereli iki çocuktan biri,
Fazla yaramaz.
Ne zaman ağlasa
İskambil kupası damlıyor gözlerinden
Rest diyor hep, rest. Ne demekse?
Ben çocuklardan biri,
Fazla yaşamaz
Ne bir sarmanı var okşayacak
Ne zamanı.
Zamanı sarışın bir kedi olarak yarat baştan Allah'ım
Bırak okşayayım.
Esirge ve bağışla beni gerçekten
Bırak düşlerimde kaybolayım." 
Didem Madak         
Samson ve Dalila