GRAPON KAĞITLARI

"İki sigaram kaldı bu gece için
Yüzyıl yetecek çocukluğum,
İki muhabbet kuşum,
Biraz da ateşim var.
Dua ediyorum ateşe
Vazgeçsin diye beni yakmaktan bu gece
Dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne
Aman umutsuz bir yer olmasın!

İki kendim varmış maviş anne
Biri benmişim biri mutsuz
Ben ölürsem maviş anne, mutsuz için
Dünyanın bütün sabahlarına bir bilet al.

Ben ölürsem mutsuza iyi bak!"

Didem Madak         
Mutsuza Kim Bakacak         
    Geceler her zaman uzun olur, bilirim. Çoğunlukla iki sigara yetmez bir gecenin sonuna kadar. Geceler, uzundur. Ama gecelerin bittiği yerlerde hep ışık da olur. İşte dünyanın bütün sabahları da bu ışıktan doğar. Karamsar da olsan, kötümser de; dünyanın bütün yükünü tek başına sırtlamışsın gibi de hissetsen; senin için de, benim için de o ışık, o sabah hep olacak. Biz var olsak da, olmasak da gün doğacak. Biz görmesek bile, ardımızda bıraktığımız bütün güzellikler bu sabaha çıkacaklar. Biliyorum. Tek sorun sabaha çıkana kadarki tüm o gece karanlığında mutsuza göz kulak olabilmekte. Kendimiz ve mutsuz için alacağımız bileti iyi saklayabilmekte. Ola ki bir gün ölürsek, ardımızda mutsuza bakacak birilerini bırakabilmekte.

"Şubatta falan dağ laleleri çıkıyor ya
Alıp ıslıyorum koca bir kâseye.
Bazen yağmura bağırıyorum:
Bas ulan! Bas evimi basacaksan!
Yaşım yirmi altı oldu bu sene.
Duvar döküldü rutubetten
Beton gri bir kabak gibi ortaya çıktı.
Bazen gecenin ortasında yağda yumurta pişiriyorum.
Dünyanın en ıssız cızırtıları bunlar Işıl,
Duyuyor musun?
Hayatı seviyorum yine de.
İstersen iki kalp çizer altını da imzalarım
Bana beni kötülüklerden korusun diye verdiğin
Cevşenü'l-Kebir'i duvara astım."

Didem Madak         
Cevşenü'l-Kebir         

   Hayat zor ve hayat yalnız geçer çoğu zaman. Hayat can yakar. Ama "Hayatı seviyorum yine de." diyebilmektir asıl olan. Asıl olan dünyanın en ıssız cızırtılarına sabredebilmektir, sağanak başladığı zaman yağmura meydan okuyabilmektir. Hayatı sevmenin en güzel yolu, hayata kafa tutabilmektir. Unutmamak lazımdır ve hiç bitmeyecek bir güçle umut etmek; bir yerlerde, bir duvarda ya da birinin sımsıkı avuçlarının içinde bizim için, bizi koruyacak bir Cevşenü'l-Kebir de pekâlâ vardır.

"Acıklı sözler kraliçesiyim ben
Yağmur bir daktilo kız kadar hızlı
Hızlı daha hızlı
Fazla vaktim kalmadı
Artık ifadem alınmalı.
Asaletim de sizin olsun baylar, rezaletim de!
Beni bir sutyen lastiğiyle asın."

Didem Madak         
Enkaz Kaldırma Çalışmaları         
   Hayat hakkında ne çok kelâm ettik. Bırakalım da bundan sonrasını herkes yaşayarak öğrensin. Biz gelelim bugüne... Bugün, bir diğer 24 Temmuz; Didem'in mutsuza iyi bakılması dileğini ardındakilere miras bırakıp gittiği gün. Aylardan Temmuz. Temmuz hep sıcak olur buralarda Didem, bilirsin, yağmur yağmaz pek. Güneşli günlerde de birkaç kumru gelir konar balkonuma. Bütün bir yazı kitap okuyarak geçirdiğim o dut ağacının altında onlara biraz yem atarken aklıma hep sen gelirsin, bana kumruları sevdiren güzel kadın. Sonra da, eğer sayılacaksa, yağmur niyetine yüreğe düşenler en berbatından bir sağanağı başlatır. Kurusun diye balkonlarda birçok çamaşır da var. Ne yapmalı? Böylesi sağanaklı günlerde çamaşır falan kurumaz, bilirsin. Önce arkadaki saklıları mı toplamak gerek? Rezalet de, asalet de önemli midir? Değildir, değil! Nasılsa senin de dediğin gibi, hepimizin hayatının üstünde imkânsız kuşlar uçar... Neyse, yine ne çok konuştum. Yordum herkesi. Umalım da bundan sonra hep güller konuşsun!

"Büyük gemiler de yok artık bayım
Büyük yelkenler de
Büyük kâğıtlar yakmak istiyor şimdi canım.
İşte az önce bir karabatak daldı suya
Bir süredir kayıp
Dünyayı yutmuş olarak çıksa da ortaya
Ölüm çok iri bir sözcük değil bayım.
Kasımpatları kadar acı kokuyorum biliyorum.
Ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen
Yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz?
Bir gül, bir güle derdi ki görse
Yalan söylüyorum
Güller bu sıra hiç konuşmuyor bayım."

Didem Madak         
Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım!         

Yorumlar